Cin ve Hin Ne Demek? Felsefi Bir Deneme Filozof bakış açısıyla dünyayı anlamak, sadece görünenin ötesine geçmek değil, aynı zamanda anlamın arkasındaki derinlikleri keşfetmektir. İnsan zihni, çoğu zaman kavrayamadığı ya da kabul edemediği şeylere karşı merak duyar. “Cin” ve “hin” gibi kavramlar, tarih boyunca çeşitli kültürlerde ve inanç sistemlerinde yer almış, insanın bilinçdışı dünyasıyla, manevi anlayışlarıyla bağlantılı olmuştur. Peki, bu kavramlar gerçekten nedir? Onların ontolojik, epistemolojik ve etik boyutları nasıl anlam kazanır? Bu yazı, cin ve hin kavramlarını felsefi bir bakış açısıyla ele alacak ve bunların insan düşüncesindeki yeri üzerine düşündürecek. Ontolojik Perspektif: Cin ve Hin’in Varlık Düzeyi Ontoloji, varlık…
Yorum BırakGünlük İzler Yazılar
[](https://www.turizmgazetesi.com/haber/accor-dan-dort-otel-daha-movenpick-trabzon-ve-bursa-mercure-trabzon-ve-ibis-istanbul-merter-otelleri-hizmete-acildi/81049?haber%2Faccor-dan-dort-otel-daha-movenpick-trabzon-ve-bursa-mercure-trabzon-ve-ibis-istanbul-merter-otelleri-hizmete-acildi%2F81049=&utm_source=chatgpt.com) Accor Otelleri Neler? Bir ekonomist olarak, kaynakların sınırlılığı ve seçimlerin sonuçları üzerine düşünmek, ekonomik analizlerin temelini oluşturur. Bu perspektiften bakıldığında, Accor Grubu’nun otel markalarının çeşitliliği ve stratejileri, hem bireysel tüketicilerin tercihlerine hem de toplumsal refaha nasıl etki ettiğini anlamamıza yardımcı olur. Piyasa Dinamikleri ve Accor’un Stratejisi Accor, 45’ten fazla otel markasıyla küresel ölçekte faaliyet gösteren bir otel grubudur. [1] Bu markalar, lüks segmentten ekonomiye kadar geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Örneğin, Sofitel, Raffles ve Fairmont gibi markalar lüks segmenti temsil ederken; Ibis, Novotel ve Mercure gibi markalar daha ekonomik seçenekler…
Yorum BırakÜmmü Sıbyan Nedir Diyanet? Küresel ve Yerel İnançların Kesişim Noktasında Bir Halk Anlatısı Bazı konular vardır ki, hem bilimsel hem mistik, hem yerel hem evrensel bir yöne sahiptir. Ümmü Sıbyan da tam olarak öyle bir kavram… Kimine göre halk inanışlarının bir parçası, kimine göre dini bir uyarı, kimine göreyse sadece kültürel bir semboldür. Bu yazıda, farklı kültürlerin gözüyle Ümmü Sıbyan’a bakacağız — hem Diyanet’in yaklaşımını hem de halkın kalbindeki anlamını masaya yatıracağız. Ümmü Sıbyan: Adı kadar esrarengiz bir inanç Ümmü Sıbyan, Arapça kökenli bir ifade. “Ümm” anne, “Sıbyan” ise çocuklar anlamına gelir. Ancak halk arasında bu kelime, çocuklara zarar verdiğine…
Yorum BırakYumurta Küfesi Ne Demek? Geleceğe Dair Vizyoner Bir Bakış Geleceğin şekillenmesinde dilin, deyimlerin ve kültürel kodların rolü bence çok önemli. Çünkü bir deyimi ele alıp farklı açılardan tartışmak, hem geçmişimizi anlamamıza hem de geleceğimizi hayal etmemize yardımcı oluyor. Bugün sizlerle “yumurta küfesi” deyimi üzerinden biraz beyin fırtınası yapalım istiyorum. Hem samimi hem de vizyoner bir bakış açısıyla bu deyimin gelecekte nasıl anlamlar kazanabileceğini konuşalım. Yumurta Küfesi Ne Demek? “Yumurta küfesi sırtında olmak” ya da kısaca “yumurta küfesi” deyimi, sorumluluk taşımak, dikkat gerektiren bir iş üstlenmek anlamına gelir. Eskiden pazara yumurta götüren satıcıların, yumurtaları kırılmadan taşımaları gerekiyordu. Bu yüzden omuzlarındaki küfe…
Yorum BırakHınk Ne Demek TDK? Güç, Dil ve Toplumsal İktidarın Siyaseti Bir siyaset bilimci olarak, dille iktidar arasındaki ilişki beni her zaman büyülemiştir. Çünkü her kelime, yalnızca bir anlam taşımaz; aynı zamanda bir güç ifadesidir. “Hınk” gibi basit görünen bir sözcük bile, toplumsal düzenin içinde kim konuşur, kim susar, kim onaylar sorularına dair derin bir politik anlam barındırır. Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre “hınk” bir onay veya tepki ifadesidir; genellikle birinin sözünü tasdik etmek, onaylamak anlamında kullanılır. Ancak bu kadar basit bir tanım, kelimenin taşıdığı iktidar ilişkilerini tam olarak açıklamaya yetmez. Dil, İktidar ve Onay Mekanizması Toplumlarda dil, yalnızca iletişimin değil,…
Yorum BırakÖğrenmenin Gücü Üzerine Bir Başlangıç Bir öğretmen için en büyük mutluluk, bir öğrencinin “Artık anladım.” dediği andır. O an, bilgi yalnızca zihne değil, ruha da yerleşir. Öğrenmek, değişmektir; öğrenmek, kendini yeniden kurmaktır. Dil de tıpkı insan gibi sürekli dönüşür. Her sözcük bir deneyim, her doğru yazım bir bilinç eylemidir. Bu nedenle, “Her halükarda nasıl yazılır?” sorusu sadece bir imla sorusu değildir; aynı zamanda öğrenmenin felsefesine dair bir davettir. — “Her Halükarda”nın Öğretisi: Dilde Doğruluğun Pedagojik Boyutu Dil, düşüncenin aynasıdır. Bir kelimenin nasıl yazıldığını bilmek, onun anlam dünyasına girmek demektir. Öğrencilerime hep söylerim: “Bir kelimeyi doğru yazmak, onu sadece telaffuz etmek…
Yorum BırakHaber Getiren Kimseye Ne Denir? Tarihsel Bir Bakış Bir Tarihçinin Gözünden Geçmişe Yolculuk Tarih boyunca, insanlar toplumsal düzeni sağlamak, bilgi paylaşmak ve gelişmeleri takip etmek için çeşitli yollar kullanmışlardır. Birçok zaman, toplumu birbirine bağlayan en önemli araçlardan biri haberin aktarımı olmuştur. Peki, haber getiren bir kişiye ne denir? Günümüzde bu kişinin adı, iletişim araçlarının çeşitliliği ve hızına bağlı olarak değişkenlik gösterse de, tarihsel süreçlere baktığımızda çok daha derin anlamlar taşıdığını görebiliriz. Bir tarihçi olarak geçmişe dönüp baktığımda, bir olayın ne kadar önemli olduğuna, toplumu nasıl dönüştürdüğüne ve haberin nasıl bir araç haline geldiğine dair pek çok kesitte ilginç gözlemlerim oluşmuştur.…
Yorum BırakPomeranian kaç TL? “Bebek suratlı pazarlama”nın gerçek bedelini konuşalım Kusura bakmayın ama biri bunu söylemeli: “Pomeranian kaç TL?” diye sorarken aslında çoğu zaman sağlık, etik ve yaşam boyu maliyet sorusunu ıskalıyorsunuz. Evet, rakam istiyorsunuz; söyleyeceğim. Ama önce şunu kabul edelim: Pomeranian, Türkiye’de “oyuncak köpek” gibi pazarlanıyor ve fiyat tabelasına bakıp duygularıyla alışveriş yapan insanların zayıf noktası sömürülüyor. Kısa cevap: 2025’te Türkiye’de Pomeranian yavru fiyatları ilan ve pet sitelerine göre geniş bir bantta: yaklaşık 20.000–130.000 TL; bazı kaynaklar 25.000–60.000 TL derken, “teacup” etiketiyle 80.000–150.000 TL’ye kadar çıkabilen örnekler de var. Bu uçurum tesadüf değil; talep, pazarlama ve çoğu kez şeffaf olmayan…
Yorum BırakDiyaliz Hastalarının Karnı Neden Şişer? İktidar, Toplumsal Düzen ve Sağlık Hizmetleri Üzerine Bir Siyasi İnceleme Toplumlar, güç ilişkileri, kurumlar ve ideolojiler arasında şekillenen karmaşık yapılarla inşa edilir. Bir siyaset bilimci olarak, toplumsal düzende ortaya çıkan sağlık sorunlarının, sadece biyolojik değil, aynı zamanda toplumsal, ekonomik ve politik bir bağlamda anlaşılması gerektiğine inanıyorum. Sağlık, sadece bireylerin birer vatandaş olarak haklarıyla değil, aynı zamanda güç ve iktidar ilişkilerinin, kurumsal düzenin ve ideolojik yapıların etkisiyle şekillenir. Diyaliz hastalarının karnının şişmesi, bu iktidar ilişkilerinin bir yansıması olabilir mi? Sağlık hizmetlerine erişim, cinsiyet ve sınıf farklarıyla nasıl kesişiyor ve bu sorun nasıl toplumsal yapının bir yansıması…
Yorum BırakKapanan Dava Yeniden Açılabilir mi? Farklı Bakış Açılarıyla Derinlemesine Bir İnceleme Hukuk dünyasında en çok tartışılan konulardan biri, “Bir dava kapandıktan sonra yeniden açılabilir mi?” sorusu. Bu soruya net bir “evet” ya da “hayır” cevabı vermek çoğu zaman mümkün değil. Çünkü hem yasal süreçler hem de toplumsal dinamikler bu soruya farklı yanıtlar veriyor. Ben de farklı bakış açılarını bir araya getirip bu meseleyi birlikte tartışmak istiyorum. Belki siz de yazının sonunda kendi fikrinizi paylaşmak istersiniz… — Hukuken Mümkün mü? Temel İlkeler ve Şartlar Bir davanın yeniden açılması, hukuk sistemlerinde genellikle belirli şartlara bağlıdır. Özellikle ceza ve hukuk davaları açısından durum…
Yorum Bırak